Trump’dan sonra yeni ekonomi güç dengesi

Erdal Tanas KARAGÖL

Uzun süredir ABD'de devam eden başkanlık yarışı Trump lehine sonuçlandı. Geçen hafta Trump ve Clinton arasındaki farkın azaldığı yönündeki açıklamalar, piyasalarda hareketlenmeye neden olmuştu. Trump'ın Clinton'a yaklaşma ihtimaline bile ciddi bir tepki gösteren piyasalar, Trump'ın zaferiyle birlikte adeta şok yaşadı.
Yalnızca ABD'de değil, dünya çapında bilinen, iş hayatından gelen, ekonomi alanında başarılı sayılan ve bu konulara ağırlık verenTrump, neden bir şok etkisi yaptı? 
TRUMP'IN GELİŞİNE PİYASALARIN BU KADAR TEPKİ VERMELERİNİN ASIL SEBEBİ NE?
Öncelikle, ABD siyasi tarihinde en tartışmalı başkanlık seçimlerinden birini yaşadı ve sonuç tam bir sürpriz oldu. Amerika seçimleri ile yapılan neredeyse bütün anketlerde, Trump gerideydi. Seçim dönemi boyunca, medyanın açıkça Trump aleyhine bir pozisyon alması ve piyasaların, başkanın Clinton olacağına dair beklentiyi satın alması, sonuçlar açıklanınca neden bu denli şiddetli bir şok yaşandığını açıklıyor. 
Trump'ın kazanma ihtimalini bir kenara bırakalım, Trump'a şans bile verilmiyordu. Aslında Trump'a şans tanınmamasının gerekçeleri de var. Bu gerekçelerin en başında, Trump'ın seçim kampanyalarında kullandığı,”Make America Great Again” (Amerika'yı yeniden büyük yapmak) sloganı geliyor. Bu ifade en başından beri, negatif algılandı ve eleştirileri hedefi oldu.
Seçim kampanyası döneminde Trump'ın verdiği vaatler kadar sert söylemleri de öne çıktı. Müslümanlar hakkındaki olumsuz görüşlerini, saklamadan hatta kesin bir politika olarak sundu ABD halkına.
Göçmenlerin sınır dışı edileceği garantisini vermesi, göçmen karşıtı konuşmaları, ABD'de doğarak doğumla kazanılan ABD vatandaşlık hakkının kaldırılacağı yönündeki ifadeleri, hem radikal vaatlerdi hem de sert söylemlerdi. 
Avrupa'nın kalın duvarlar ördüğü göçmenler, şimdi de göçmen ülkesi olarak kabul edilen ABD'de bariyerlerle karşılaşma riski altındalar. Ekonomik gücünü, sosyal refahını çeşitlilik ve farklılıklarına bağlayan ABD'de, göçmen karşıtı hatta hasmı diyebileceğimiz bir aktör, artık ABD başkanı.
Yalnızca bu durum bile, dünyada yeni bir güç dengesinin oluşacağını ve dinamiklerin değişim potansiyelinin odlukça yüksek olduğunu gösteriyor. Şu anda uluslararası siyaseti ekonomik ve güvenliğin en önemli gündem maddesi göçmenler iken, ilk kez ABD göçmenlere karşı açıktan bir pozisyon alacak, en azından Trump'ın söylemleri bu yönde.
Diğer yandan, dünyada serbest ticaret yaygınlaşırken, ülkeler coğrafi uzaklık, siyasi anlaşmazlık veya sorunlu alanları bir yana bırakarak ticarette engelleri ortadan kaldırmak için çaba gösteriyor. Buna rağmen, Trump serbest ticaret anlaşmalarına karşı. Ekonomik aktörlerin Trump önyargısı, söylemlerin eylemlere dönüşmesinden dolayı tedirginliklerinden kaynaklanıyor. 
Tabi bir de, ABD medyasının yaşadığı hayal kırıklığı ve başarısızlığı var. Türkiye de dâhil olmak üzere, yapılan yanlı, taraflı ve haksız haberlerle istedikleri algıyı oluşturma çabaları, bu kez tam anlamıyla fiyaskoyla sonuçlandı. 
Trump için kullanılan negatif algı oluşturma yöntemi çöktü. ABD medyasının haberlerine kendi halkı güven duymazken, uluslararası arenada yapılan haberlerin güvenilirliğini bir kez daha sorgulamak gerek.
TÜRKİYE'DE BAŞKAN TRUMP ETKİSİ NE OLUR? 
Trump, seçim kampanyası döneminde Türkiye ile ilgili olumsuz bir ifade kullanmadı. Evet, Müslümanlar, göçmenler, ticaret ile ilgili söylemler diğer ülkeler gibi Türkiye'nin de ilgilendiği ve ister istemez etkileneceği konular. Ancak, şu da bir gerçek ki, ABD'de seçilen başkanlara göre reel politika kararlarında büyük değişiklik beklememek lazım.
Doların değer kazanması, borsadaki kayıplar yalnızca Türkiye'ye özgü bir durum değil. Diğer ülkeler gibi doğal olarak Türkiye de etkileniyor, etkilenecektir. Ancak, burada dikkat edilmesi gereken, kısa dönemde sürecin iyi yönetilerek makroekonomik göstergelerin korunması. Yani, etki düzeyini azaltmak gerekiyor. 
Son olarak, 15 Temmuz'un faili FETÖ açıktan Clinton'ı desteklemişti. Bu yüzden Trump'ın kazanması, dünyadaki güç dengelerini değiştireceği gibi Türkiye için de hayırlı bir sürecin başlangıcı olabilir. 
Ayrıca şunu da eklemek lazım. Dünya ekonomik güç dengesinde değişim yaşaması nedeniyle, ülkeler de bu süreçte daha güçlü, radikal, yerleşik düzene kafa tutan ve kendi kamuoyuna güçlü mesajlar veren liderler dönemine girdi.