Ekonominin referandum beklentisi

Erdal Tanas KARAGÖL

Son 15 yıldır herkes tarafından kabul gören bir büyüme trendi yakalayan Türkiye ekonomisi, artık mevcut sistemle ulaşabileceği son noktaya gelmiş bulunmaktadır. Bu sistemle yeni bir başarı hikayesi yazmanın ne kadar zor olduğu açık.
Birkaç yıldır dile getirilen yapısal reform ihtiyacı, artık ertelenemeyecek bir noktaya gelmiş durumdadır. Dolayısıyla, 16 Nisan'da yapılacak olan referandum ile hayata geçecek Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, ihtiyaç duyulan değişim ve dönüşümler için adeta bir tetikleyici faktör olacaktır.
Referandum sonucunun “Evet” çıkmasıyla beraber sistem, mevcut hantal yapısından kurtulacak ve daha hızlı, etkin ve güçlü kararlar alabilecek bir yapıya bürünecektir. Bu sayede de yıllardır planlanan, ancak bir türlü tam manasıyla hayata geçirilemeyen yapısal reformlar ivedilikle hayata geçirilebilecektir.
Ayrıca, hem bir türlü gerçekleştirilemeyen yapısal reformların ivedilikle hayata geçirileceği hem de siyasal ve ekonomik istikrarın güvence altına alınacak ortamın oluşacak olması da en büyük beklentilerden biri.
İŞ DÜNYASI BEKLİYOR
Referandumun “Evet” ile sonuçlanması sonrasında hayata geçecek olan sistemin en önemli faydalarından bir tanesi de ekonomideki istikrar ortamının sağlanacak olmasıdır. Türkiye, 2014 yılından bugüne kadar 30 Mart 2014'te bir yerel seçim, 10 Ağustos 2014'te bir Cumhurbaşkanlığı seçimi, 7 Haziran ve 1 Kasım 2015'te iki genel seçim olmak üzere dört seçim yaşamıştır.
Güçlü bir siyasi iktidar olmasına rağmen, üç yılda vatandaşın önüne gelen dört sandık ister istemez ekonomide beklentilere, yatırımlarda yavaşlamaya ve ertelenen planlara sebep olmuştur. Bu da vatandaş açısından yapacağı harcamaların ertelemesine, yatırımcı açısından ise yatırımların ertelenmesi anlamına gelmektedir.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin oylanacağı bu referandumun halk tarafından kabul edilmesiyle beraber yönetimdeki istikrar güvence altına alınmış olacaktır. Yeni sistemde, milletvekili seçimleri ile cumhurbaşkanlığı seçimi aynı günde yapılacak olup, seçimler beş yılda bir tekrarlanacaktır.
Bu sayede piyasa aktörleri kısa vadeli planlarla kendilerini sınırlandırmayıp, orta ve uzun vadeli büyük yatırımları planlayabilecek ve daha emin adımlar atabileceklerdir.
SON ÜÇ GÜN…
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin oylanacağı halk oylaması önümüzdeki Pazar günü yapılacak. Kalan son üç günde açıklanan anket sonuçlarına göre “Evet” oyları “Hayır” oylarının önünde. Hatta bazı anketlere göre aradaki fark daha da fazla.
Ancak, hem “Evet” hem de “Hayır” cephesinin ortak konusu ise “kararsız” seçmenler.
“Hayır” cephesi, bu kitlenin kendisi lehine bir davranış sergileyeceğini ve sonuçların hala değişebileceğini ifade ederken, “Evet” cephesi ise “kararsızlar” olarak adlandırılan grubun “Evet” oyu verme eğilimli olduğunu düşünüyor. Son üç gün için yapılacak çalışmaların, tamamen bu kitle üstüne olduğu açık.
Ancak burada, özellikle AK Parti tabanının uyguladığı “Evet” eğilimli olan kararsızlara uyguladığı birebir konuşma ve yeni sistemin avantajlarını anlatma stratejisi, “maddelerin içeriğini halen tam olarak bilmiyorum, o yüzden kararsızım” diyen seçmenin talebini karşılar nitelikte.
Birebir ve samimi ortamlarda yapılan bu tartışmalarda AK Parti tabanı, maddelerin ne anlama geldiğini, bunların nasıl değişiklikler meydana getireceğini ve yeni sistemin Türkiye için ne gibi avantajlar sağlayacağını anlatıyorlar.
Burada AK Parti'nin yanında, AK Parti kadar belki de daha fazla çalışan parti tabanının rolü çok büyük. Bazı muhalefet parti yöneticilerinin arasında bile, değişecek olan anayasa maddelerinin neler olduğunu bilmeyenler varken, AK Parti tabanı hem değişecek maddelere hakim hem de bunların beraberinde neler getireceğine hakim.
Dolayısıyla, muhtemel başarının en büyük aktörlerinden biri de AK Parti tabanıdır.