D-8 ülkeleri yerli paralarla ticareti hızlandırır mı?

Erdal Tanas KARAGÖL

Yerli paralarla ticaretin, gelişmekte olan ülkelerin kendi aralarında ticaretin artırılmasına yeni bir ivme kazandıracağı açık.  Türkiye’de de son yıllarda yerli paralarla ticaret sıklıkla dile getiriliyor. Özellikle de ticaretimizin yoğun olarak gerçekleştiği gelişmekte olan ülkelerle yerli para kullanımı, gündem olmaya başladı.

Rusya ve İran, bu ülkelerin başında geliyor. Rusya ve İran, Türkiye’nin enerji ithalatı yaptığı iki ülke. Diğer bir ülke ise Çin. Rusya, İran ve Çin’le yerli ticaretin yapılabilmesi, ülke liderlerinin bir araya geldiği zirvelerdeki başlıca ekonomi maddelerinden birisi.

Bu zirvelerden birisi de, İstanbul’da geçen hafta gerçekleşen D-8 Zirvesi’ydi. D-8 Zirvesi’nde de gündem maddesi olan yerli paralarla ticaret, gelişmekte olan ülkelerin yerli ticareti güçlendireceğinin işareti. Bu durum, ticaretin iki tarafı için de kazanım olacak.

D-8 ÜLKELERİ VE YERLİ PARALARLA TİCARET

D-8 Zirvesi’nde D-8 ülkeleri arasında yerli paralarla ticaretin kullanılması konusunda bir irade ortaya çıktı. D-8’in tarihine baktığımızda, aslında gelişmiş ülkeler arasındaki güçlü ekonomik ilişkiye karşı bir meydan okumanın sonucu olarak D-8’in oluşturulduğunu görüyoruz.

1997 yılında İstanbul’da yapılan ve devlet / hükümet başkanlarının bir araya geldiği toplantı sonrasında D-8 kuruldu. D-8 ülkelerinin toplam ekonomik büyüklüğü 3 trilyon 770 milyar dolar, temsil ettiği nüfus ise 1.1 milyar kişi.

D-8 ülkelerinin özellikleri ise birbiriyle hem benzeşiyor hem de birbirinden ayrışıyor. G-20 ülkelerinden Türkiye ve Endonezya da var bu grubun içinde, Asya’da ekonomik güç olma potansiyeli olan İran, Pakistan, Bangladeş de var. D-8’in üyesi olan Malezya Uzak Doğu’da, Mısır Kuzey Afrika’da, Nijerya ise Afrika’da. Her üç ülke de önemli ekonomik güze sahip olabilecek ülkeler. Bu ülkelerin ortak noktası ise İslam.

İslami bir platform olup önemli bir misyonu taşıyan ve gelişen ülkeleri temsil eden D-8 gibi bir entegrasyon içinde gerçekleşen 100 milyar dolarlık ticaret hacmi ise çok düşük.

D-8 ülkeleri arasında gerçekleşen ticaretin düşüklüğünde, farklı ekonomik, siyasi veya başka faktörler olabilir. Tüm bu sebepleri bir kenara bırakalım, ortada duran bir gerçek var. D-8 grubu ülkeleri de dahil olmak üzere, azgelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerin ticari faaliyetlerinde çok ciddi bir engel var: Döviz baskısı.

Çözüm ise, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifade ettiği gibi, ticarette yerli para kullanımı. Gelişmekte olan ülkelerin, özellikle de döviz sıkıntısı yaşayan ve kur baskısı altında olan ekonomilerin stres yaşamalarını engellemek için yerli para kullanımı en önemli araç.

YERLİ PARALARLA TİCARET İÇİN NELER YAPILMALI?

Bunun için de D-8 öncü bir platform işlevi görebilir. İslam ülkelerinin kendi arasında ekonomik bir entegrasyon oluşturması, hem gelişmekte olan ülkeler için bir rol model olacak, hem de gelişmiş ekonomilerin belirlediği uluslararası ticaretin kodlarında değişimi başlatacak. Yani, D-8 “ekonomik güç” olarak kabul edilecek.

Bu entegrasyonun “ekonomik güç” olabilmesi için de, ülkeler arasındaki ticareti artırmaları dolayısıyla ticaret önündeki engelleri kaldırmalarıyla mümkün.

Peki yerli paralarla ticaretin başarılı olması için ne yapılması gerekiyor?

Öncelikle ticarette ortaya çıkan fazlalıklar, ülke Merkez Bankalarının gerçekleştirecekleri para takası yoluyla eritilmeli. Yani fazlalıkların başka rezerv paralarına dönüştürülmemesi, yerli paralarla ticaretin artırılması için ön şart.

Ticari ilişkisi olan ülkelerin elinde başka ülkenin yerli parası varsa, ülkeler arasında bu paraların yerli para cinsinden kredi olarak verilebilmesine imkân tanınmalı. Bu şekilde, kolaylaştırıcı bir teşviğin kullandırılması, yerli ticareti özendirecektir.

Bunun için de, yani kredi aracının kullandırılabilmesi, ülkeler arasında bankacılık sistemini uyumlaştırılması gerekiyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, D-8 Zirvesi’nin açılış konuşmasındaki, “Ülkelerimiz arasındaki ticarette artık milli para birimlerimizi kullanmanın yolunu açabildiğimiz takdirde D-8 tarihinde bir devrime imza atmış olacağız” açıklaması, D-8’in misyonunu da hedefini de gösteriyor.

D-8 gerçek manada hedefine ulaşırsa, D-8’in mimarı olan rahmetli Erbakan’ın İslam ülkeleri arasında hayal ettiği ekonomik ve siyasi entegrasyon da gerçekleşmiş olacaktır.

Neden olmasın?